Bu filmi de Kung So Min başrol diye seçtim. Niyeyse bu hatunu seviyorum ( Playfull Kiss ile alakası yok.)
Hatunu seviyorum da filmi sevdim mi bilemedim. Acayip güzel başlayan film tuhaf sonu ile ağzımı açıkta bıraktı ama hayranlıktan değil tabi...
Senarist resmen oturmuş öyle güzel başlayayım ki filme kapılsınlar derken öyle bir son hazırlayayım ki saçmalığından adeta beton duvara çarpmış gibi dumur olsunlar.
Öyle bir sonu var ki bunlar ne anlatıyor? Bunlar ne yapıyor? Ben ne özlüyorum? Ben bunu niye özlüyorum? Dedirtti. Hatta sonunu anlayamadığı dan bir iki arkadaşa da izleyin dedim sonunu anlarsanız bana da söyleyin belki sorun bendedir diye :D ama sorun bende değilmiş. Senarist öyle güzel saçmalamış. Şimdi size konusunu anlatayım da nasıl anlatayım?
Hye Joong sürekli kabuslar görür öyle ki bu kabusların etkisiyle kendine zarar vermeye başlar. Derken artik bu duruma son vermek için arayışlara girer...
Mevzu güzel değil mi? Ben de öyle düşünmüştüm ama öyle değil işte. Bana kalırsa izlemeyin ama beyin fırtınası yaşayayım ve zamanımı boşa harcayayım derseniz buyurun izleyin siz bilirsiniz hehehe
Not: Hong Kong Hyun'un o her biri farklı çoraplarına da bayıldım belirtmeden edemeyeceğim hehe
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder