The King in Love / 왕은 사랑한다

Vay be bir diziyi daha sömürmüşüm ki buralara gelmişim 😂 O degil bu diziyi öyle böyle sömürmedim. Kolay mı Reply 1988'de bekledigim aşk müthiş bir hezimetle sonuçlanmıştı öyle ki artık karakterleri birbirine shipleyemiyordum (Ship=yakiştirmak hehe)

Hani dizilerde bir klise vardir; kızı esas oğlan alır. İkinci adamlara takintili biri olarak bu dizide bana uygun seyler (RinSan hehe) bulunca bir hayli dikkatimi cekti. Hatta cekmekle kalmadı beni Won karakterlerinin fanlarıyla tartışmaya bile sevk etti.(Hem vallahi hem billahi haha.)

Ha dizi cok mu güzel? Eh iste... Bu senenin tarihi dramada favorim Ruler: Master of the Mask hâlâ. The King in Love yanina bile yaklasamaz. Oyunculuklar kötü degil ama çok iyi de degil (kral ve kralice rolundeki ağır taşlar haric onlar döktürdüler resmen.) Senaryo desen zaten bir romandan uyarlanma. Gerci romana sadık kalınmamis cunku Romanda kral Won biseksuel. Önce yaverine aşık oluyor ondan umdugunu bulamayinca bu defa saraydan bir kıza aşık oluyor ondan da umdugunu bulamiyor üstelik bakiyor ki bu sevdigi iki kisi gizliden büyük aşk yaşıyor. Dizide de olaylar farkli ilerliyor Veliaht Prens (Gelecegin krali.) canindan cok sevdigi arkadasi Rin'i ilk aşkı San'a kaptırıyor 😂 valla spoiler oluyor ama bu dizi spoiler almadan izlenecek bir dizi degil... Maalesef.

Dizinin en begendigim kısmı aslinda kostümler. Hepsi o kadar güzel ki bu yüzden başlarda diziye adapte olamamıştım. Bu arada kostüm seçiminde de dizide Rin karakterini canlandıran Hong Jong Hyun'un payı büyük. Bu konuda diger oyuncular özellikle tesekkür ettiler kendisine.

Hong Jong Hyun demişken, kendisi Moon Lovers'ta izlemiştim hem de bir hayli kötü bir karakterde. Ama burada tam tersi çok temiz çok saf bir karakteri canlandırıyor. Won'culara göre hain (kız meselesi yüzünden hehe.) bana göre de (Ben Rin'ciyim hahaha) tam tersi. Şaka bir yana sevdikleri uğruna kendinden bile vazgececek bir karakterdi Rin. Bu yüzden sevdim zaten San da bu yüzden sevdi onu. Won karakteri daha baskin ask konusunda ve vazgecmeyi bilmeyen bencil bir yani da var... Öyle ki kızı gördügü gibi sahiplendi. Rin'in de bir erkek oldugunu, onun da duygularinin olabilecegini düşünemedi. Hoş Rin ile San arasindakilerden haberi oldugunda bile hâla hak iddia ediyordu. Ama sonunda vazgecmeyi ögrendi. Yalniz kaldı ama yine de vazgecti. San karakteri de (Aslinda çibanın başı San haha.) Ta baştan beri Rin'e hisleri olmasina rağmen Won'un da sahiplenmesiyle kafasi karisir gibi oldu ama bizi Won mu Rin mi olacak diye süründürdukten sonra esas hislerinin Rin'e oldugunu fark etti. (Oh nihayet yani haha.) 

Ve bu bakişlar...

Ve de bu sahne (Ellere dikkat.) 

Ve yalnız Kral Won'cuğum...

Valla Won'cular darilmasin bana ama ikinci adam takintili bir insan olarak bu haklı zaferimi kutlamam gerekiyordu hahaha

Neyse uzun lafın kisasi oyle ahim sahim bir dizi degil ammaaa barindirdigi aykiri aşk sebebiyle unutamayacagim bir dizi oldu. Ilginizi cektiyse mutlaka izleyin derim.

Görüşmek üzere🖐